ID info

My photo
ISTANBUL, Europe, Türkiye
With an attempt to combine the art of literature with photo captures... Fotoğrafların göz hakkı Burcu Çelik'e, Yazıların kalem payı bilmem ki kime aittir. Telif hakkı kudretli bir ilaha havale edilmiştir.

Saturday 9 January 2010

My Room





En köşesindeyim odamın; en dar, en kötü manzaralı, en köhne yerinde. Hayatım gibi odamda; pembe, mavi, kremrengi, beyaz yatağım gibi düşlerim, dünyaya baktığım gözlükler gibi renkli epey gerçekten uzakta.
Bir tarafta bir resimlik yanlız- bir başına... niçin orda olduğundan emin değil, ne içinde bir dost var 10 sene sonra da orda olucağından emin olunmuş, ne de bir resim, güzel günleri ölümsüzleştiren ya da o anla birlikte sizi öldüren... Bir sandık var 10- 15 cm küçücük; içi kaf dağından getirilmiş hazineler ile bezeli... lise hayatım, notlarım, mektuplar, kopyalar, birkaç başarısız şiir denemesi, biletler, vesikalık resimler, hocanın elinden çıkmış bir yazı, bir rica, bir tebrik, yanında bir yakından alınmış kemençe; ne de eğlenceli, sessiz hayatıma ses getirsin diye,ne de düşünceli. Rafın üstünde bir kitap, kalın, haşmetli içinde yazılabilecek tek şey var denebilecek, okunulmamış, açılmamış, bakılmamış, yazanın kudreti sinmiş üzerine...Bir sure, onun yanında başı kopmuş bir gül gövdesi, sevilen birinden alınmış.Neden var ki o gövde ne ifade ediyor ki bir başına, güzel olan Efendiyse, kalanı ne?
Tam kıyafet dolabının üstünde düzeni Kur-an kitaplar, kendi dilinde hatmedilmiş, hazmedilmiş, sevilmiş- el bellenmemiş, okumak için omuzlarda gidicek birini beklenmemiş...Yeşil en sevileni, en çok el değeni, diğer ikisi de kahverengi, o orda hep en yüksekte,herşeyin üzerinde, arar onu gözde, kalpte yazanı aradığı gibi şehrin tepesinde...
Sevilmezmi bu oda, kaç senedir bu odada ne rüyalar gördüm, kaç hayalim gerçek oldu, kaç kabusla sıçradım, kaçkez susuz kaldı hayallerim, kaçkez titredi bedenim ruhumun soğukluğuyla cam kenarında, saatler kurup çok kalktım bu yataktan- gitmek istemediğim bi yerden birkaç zırvalık duymak için...Ne de kötüymüşsün dünya, nasıl görmedim ki seni, sende mi bu apartman yığınının gölgesinde kaldın
Çok mu sevdin sen bu odayı, uzak yerlerde hayal ettin mi, gözünü kapayıp orda hissetmeye çalıştınmı kendini, çok mu büyüttü bu oda seni,büyüdüğünü gördünmü aynalar da, en sessiz yer oldumu, kötülüklerden korudu mu seni rüyalarını mı gerçekleştirdi benim gibi.

Burcu Çelik

Düzenleme 10.01.2010

3 comments:

  1. son paragrafı ister istemez sahsi manevime aldim gitti. o oda en az senin kadar anlamli bana...

    ReplyDelete
  2. hiç odam olmadı,,,

    ama düzen kuran kitaplar yıktı bütün "kabuslarımı"

    ReplyDelete
  3. an geldi kitapligimi sigdiramaz oldum gocebe yasamima ve daha az aci veriyordu hayat kabus tadinda islemelerle...

    ReplyDelete